23 Ocak 2011 Pazar

Müşteriler ve eziyetleri

Bir avm de çalışıyorsanız bu büyük bir işkencedir.Bir avm içinde mağazanız olmasına rağmen sırf şirketiniz istiyor diye o avm içinde bir de stant kuruyorsanız bu daha büyük bir işkence.Bu da yetmiyor o avm içindeki o aptal standın başında durup avm nin danışması olmasına rağmen danışma görevi yapıyorsanız olay hepten sıkıcı bir boyuta ulaşıyor emin olun.
     "O nerde?" "bu nerde?" "wc nerde?""bilmem ne mağazası nerde?" Kardeşim kafanı kaldırıp bi baksan arkamdaki roll-up ta zaten şirketin adı yazıyor.Hani danışma yazıyor da ben mi görmüyorum e be insafsız insan.Hadi görmedin diyelim sen hangi avm de kitap satan danışma gördün.Uyuzluk değil mi bildiğim halde hiçbir mağazanın yerini söylemiyorum.Ben cevap vericeksem ordaki danışma neden var?Onların aldığı parayı da bana versinler hem standta durayım hem danışmanlık yapayım elime yapışcak değil ya herneyse...
     Sorulardan en gerzeği "yukarı nasıl çıkabiliriz ?" bekleyin birazdan ışınlancaksınız bu avm de öyle bi özellik var.Tövbe tövbeee nasıl çıkcan mal ya asansörle ya merdivenle.Bir diğer soru "yürüyen merdiven nerde?"cehennemin dibinde.Ulan daha yeni girdin avm ye bi git ileri doğru zaten görcen.Ne kadar hazırcı milletiz ya.
     Geçende kadının biri gelmiş çok acelesi varmış yukardan kitabı aşağı getiremezler miymişte kitabın kapağındaki kız yeğeniymişte falanmış filanmış neyse istedik kitap aşağı geldi ama sorunu var dedi almadı ben yukardan alırım dedi o yukarı çıkarken ben zaten uyuzluğunu yukarı bildirdiğimden o kitabı yukardan da alamadı ohh canıma değsin sefam olsun yani.
     Standa gelen başka bi müşteri profilide şu:"Hadi sana kitap alalım.Alın güzel.Şunu alalım aşkım ya da anne ya da baba herneyse işte yanında kim varsa."Olmaz canım" "neden?" "şurası zart ""bunu alalım peki" "olmaz" "neden? "onunda şurası zurt" "peki" bu olmaz onun da şunu şöyle bunun burası böyle derken amaaan boşver şimdi deyip kitap almak isteyenin hevesi süper kursağında bırakılıp standın önünden defolup gidilir.
     Birde okuduğu kitapların hepsini tek tek gösterip bunu okudum bunu okudum bunu okudum bunu da okudum deyip yanındakine ve sanırım bi de bana hava atmaya çalışan salaklarda var.Napiim okudunsa yani.Banane.Ben sana diyo muyum şunu okudum şunu okudum diye.
      Ha bi de herşeyi okuduğumu sananlar var."Bunu okudunuz mu?" "Okumadım" "Hımm anladım.Peki konusu ne?" Bişi işte konusu kapağında kan revan bişi varsa gerilim kadın erkek varsa aşk kitabı arkasını oku beni neden zora sokuyorsun.Hadi diyelim ben mecburum sonuçta hepsinin konusunu biraz bilmeye ama gelipte bana kitap tavsiye et diyenlere uyuz oluyorum.İçinde şu olmasın bu olmasın ama şundan biraz olsun biraz da tuz karabiber ekledik mii yemeğimiz yenmeye hazırrr afiyet olsun sayın seyirciler hayırlı işler bol güneşler demek istedim napiim : ))
     Orda herşeyin olmasını bekleyen yukarı yönlendirildiğinde ve burası sadece bir stant denildiğinde bozulan yüzlerce gerizekalıyla uğraşmak hakikaten eziyet ama napıcaksın işim bu işte insanla uğraşmak :D

11 Ocak 2011 Salı

geçmiş geçmemiş geçmesin

   Muhtemelen okuduğum kitap beni geçmişe sürükledi bu gece.Kitapla bağlantılı olarak dinlediğim müziklerde geçmişimi tetikledi.
   Okuduğum kitapta liseye başlayacak iki kız var.Biri çok havalı ama ailesinde dünya sorunlar var annesi esrarkeşin teki onu sürekli terk ediyor babasının kim olduğu belirsiz diğerinin ailesi çok ama çok düzgün ama diğer kız havalı diye kız ona özeniyo falan filan.Havalı kızımız bir okul partisinde tacize uğruyor anlatacak kimsesi yok yapayalnız diğer kızla tanışmıyorlar daha partiden kurtulup mahallesine geliyor sönük kızımızda yalnızlığını gecenin bir saatinde atıyla paylaşıyor havalı kızımız sönük kızımızı görüyor ve o anda can sıkıntısından ona anlatıyo ve dostlukları öyle başlıyor falan bunlar hiç ayrılmıyorlar üniversiteye de beraber gidiyolar vs.sonrasında neler olacak bilmiyorum daha tamamını okumadım ama onların lise hayatları beni düşünmeye sevk etti.Bizim her ne kadar böyle dehşet sorunlarımız olmasa da bizi birbirimize bağlayan o kadar çok ama çok şey oldu ki.Ben hep derim biz beraber büyüdük diye : )
    Allahaşkına durun size dostluğumuzun başlama anını anlatmak istiyorum.Biz bu mahallenin elemanları olarak ilköğretim ve lise dipdibe olduğundan çok süper möö falan değilsen kaderindir aynı ilköğretim ve lise de okursun.İlköğretim değildi tabi bizim zamanımızda.İlkokul,ortaokul,lise ayrı ayrıydı.Liseden nefret ederdik falan orası ayrı bi konu.Neyse..
  Makus kaderimiz biz de ilkokulu bitirdikten sonra aynı binadaki ortaokula devam ettik.Birincisi süper möö değildik ikincisi ailelerimiz biraz pimpirikliydi bu konuda "Aman kızımız uzaklarda okumasın"falanlarla filanlarla mahallenin ortaokuluna devam ettik.İlkokulda aynı sınıfta değildik ama ortaokulda yollarımız kesişti.Hatta ilk iki sene birbirimizle pek muhattap olmadık.Bence ezgi çok güzel resim yapan biriydi ezgi'ce ness çok çalışan inek bi öğrenciydi.Ben ön sıra dedikodularından o arka sıra serseri takımı dedikodularından haberdar.Aslında hayata bakış açısı aynı ama bir türlü birbirimizle alakalı ortak nokta bulup konuşamayan tipleriz.Ezgi'nin bi arkadaşı var Yasemin bunlar çocukluk arkadaşı falan sürekli beraber takılıyolar falan derken bizim sınıfın pasif bi kızcağız vardı onu da yanlarına alıyolar sonra sonra.Hatunu o kadar eziyo ki süper inek takımı ve serseri takımı ayrı ayrı bizim iyilik melekleri dayanamıyolar falan ya da hikaye buna benzer bişi işte.Sonra beni de aldılar aralarına falan derken biz bi süre öyle takıldık orta son sınıftayız vs.O senenin yazında yine biraz görüştük derken lise kayıtlarında lanet olası mahallenin lanet olası lisesine başladık.İkimizde istemiyoruz ama aileler kesinlikle orası olucak diyorlarda başka bir şey demiyorlar.
   Gittik maalesef.Okulun ilk günü hemen herkes birbirini tanıyor.Çünkü ortaokul copy paste le liseye taşınmış.ctrl-c ctrl-v olay bu işte.
    Ezgi'yle asıl macera bundan sonra başlıyor aslında.Aynı sınıftaydık ve aynı sırada oturduk.Canımız sıkıldı bişeyler yapsak birileriyle tanışsak dedik arkamızdaki kız iyi birine benziyor dedik arkamızı dönüp Tuğba'yla tanıştık.Tuğba hikayesi de ayrı zaten onu başka bi zaman anlatıcam  : ))Bu okul çok sıkıcı hadi okul hayatına canlılık getirelim dedik boyumuzdan büyük sandığımız işlere kalkıştık.Aşık olduk,öldük,bittik.Hayal kurduk bol bol.Hayallerimize ağladık,hayallerimize güldük,hayallerimiz yüzünden küstük falan enteresan şeyler yaptık bol bol ama hep bildik ki ne olursa olsun arkamızda birbirimiz vardık ve olacaktıkta :)
    Geçmişe geri dönmek ister misin deseler?Ezgi'yi vericeklerse bana tabii ki de aynı saçmalıkları tekrar yaşamak için geri dönerim.Ezgi'nin hayatımdaki yeri gerçekten çok başka.Bi kere biz beraber büyüdük.Beraber ağladık,beraber güldük,beraber zıpladık,beraber saçmaladık neler neler yapmadık ki.Kitaptaki o iki kız gibi anılıyordu adımız.Ezgineslihan ayrılmaz ikilisi.Birbuçuk insan.Senin tamın nerde ya da senin buçuğun nerde falan Allah'ım ya aklımda şu an çok şey var .Bir kitap bir kaç şarkı nerelere götürüyor adamı.Hayat işte.
   İnsanlar seneler sonra bizi görüpte siz hala ayrılmadınız mı diye soruyorlar ya bi tane çarpıcan ağızlarına.Neden ayrılalım ki.O benim geçmişim.Hayatta elde ettiğim en gerçek şey.
O benim kankam ki bu da herşeyden öte bence...
Kankacım iyi ki varsın SENİ ÇOOOK SEVİYORUM : )